GÜNEYDOĞUNUN PARİSİN TANIYALIM...

Gaziantep,güneydoğu anadoluun batısında olan 1,844,438 nüfuslu olan ticari,kültürel miraslar ve jeopolitik öneme sahip bir ilimizdir. Mevsimler,yazları sıcak ve kuru kışları ise -10 kadar düşen iklimler yaşanır.Doğusunda Şanlıurfa,Batısında Osmaniye,Adana gibi ticari anlamda yüksek ihracata sahip ille vardır.Biraz Gazşehrimizin yakın tarihine bakalım ve öğrenenelim; Gaziantep 1.Dünya savaşı sounda imzalanan Mondors Mütakeresinden sonra İngilizler 17 Aralık 1918'de Antebi işgal etmeye başladılarve bunun akabinden sonra bölge halkı mitingler yaparak işgali pretosto ettiler. Yaklaşık 1 yıl süren işgalin ardından şehri terk ederek işgale Fransızlar devam etmiştir. Fransızlar İngilizlerin yerini aratmayarak şehri teslim almak istemiştir. Ama buna karşı gelen Şehit Kamil,Şehit Şahinbey,şehit Karayılan ve bölge halkı kuvaimilliye grupları ile beraber 10 boyunca aç,susuz,cephanesiz,kahramanca ve fedakarca çarpışarak düşman kuvvetlerini atmak istemişdir. Ama malesef düşman kuvvetleri 70.000,80.000 topları ile gece gündüz bombalayarak 8.000 ev yerle bir olurken şehri fransılar teslim almıştır. Batı cephesinde Yunanlılara karşı Sakarya Meydan Muharebesinin kazanılmasından sonra Fransa ile Ankara Antlaşması yapılarak T.B.M.M tarafndan geri alındı. Annesinin saldırılmasına karşı gelerek,annesini savunurken Şehit edilen Kamil,Düşman Kuvvetleri ile Elmalı körüsünde son mermisine kadar savaşıp,süngülenerek şehit edilen Şehit Şahinbeyin kanları ile müdafa edilmiştir. Gaziantep halkının göstermiş olduğu üstün gayreti ve canı pahasına vatanını savunmasını gören TBMM yasa kararıyla '' GAZİ'' Ünvanı verilmiştir.Ayrıca Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Gaziantep'in Bey mahallesi nüfusuna kayıtlıdır. kelimelerimi Yavuz Bülent Bakiler'in dizleriyle bitirmek istiyorum... Ben Antepliyim, Şahin’im ağam. Mavzer omuzuma yük. Ben yumruklarımla dövüşeceğim. Yumruklarım memleket kadar büyük. Hey, hey! Yine de hey hey! Kaytan bıyıklarım, delişmen çağım Düşman kurşunlarına inat köprü başında Memleket türküleri çağıracağım. Bu dağlarda biz yaşarız, bu dağlar bizim dağımız. Namusumuz temiz, bayrağımız hür Analarımız, karımız, kızımız, kısrağımız Burda erkekçe döğüşür Bir bayrak dalgalanır Antep kalesi üstünde Alı kanımdaki al, akı alnımdaki ak Bayraklar içinde en güzel bayrak Düşüncem senden yanadır Hep senden yanadır çektiğim kahır Bu senın ülkende, senin gölgende Düşmesin kara kalpaklar, kirlenmesın duvaklar Korkum yok ölümden kâfirden yana Alacaksa alsın beni şafaklar. Hey, hey! Yine de ey hey! Al bayraklar altında kara bir kartal gibi Yaşamak ne güzel şey. Bir sır var bu mavzerde, attığım gitmez boşa Çıkmış bir eski savaştan Türk ün bir karış toprak parçası için Yıktım toprağın üstüne bir sarı kurşunla birini Çıktı karşıma biri, Çıktıkça çektim tetiği bismillâhlarla beraber Vurdum alnından kâfiri. Bu kaçıncı kurşundur, bu kaçıncı bismillâh Bu kaçıncı ölüdür? Bir türkü söylenir siperlerde her sabah Vurun Antepliler namus günüdür! Ben Antepliyim Şahin’im ağam Mavzer omuzuma yük Ben yumruklarımla dövüşeceğim Yumruklarım memleket kadar büyük